Cloud – Native & Infrastructure

Konsalt Çözümlerimiz Cloud – Native & Infrastructure

Cloud Native & Infrastructure

Cloud-native ve altyapı (infrastructure) kavramları, modern bilişim dünyasında önemli bir yer tutan terimlerdir. Geleneksel sistemlerden farklı olarak, bulut bilişim (cloud computing) teknolojilerini temel alarak tasarlanan ve işletilen uygulamalara odaklanan bir yaklaşımı ifade ederler. Bu kavramlar, hızlı gelişen teknolojik ortamda esneklik, ölçeklenebilirlik ve dayanıklılık gibi önemli özellikleri sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır.

Cloud-Native Nedir?

Cloud-native, uygulama geliştirme ve dağıtma süreçlerini bulut bilişim avantajlarına uygun hale getirmeyi amaçlayan bir yaklaşımdır.

Bu yaklaşım, mikroservis mimarisi, konteyner teknolojileri, otomatikleştirilmiş süreçler, sürekli teslim/deploy gibi modern uygulama geliştirme ve işletme yöntemlerini içerir.

Bulut tabanlı teknolojiler, kuruluşlara genel, özel ve hibrit bulutlar gibi modern, dinamik ortamlarda ölçeklenebilir uygulamalar oluşturma ve çalıştırma olanağı sağlar. Konteynerler, hizmet ağları, mikro hizmetler, değişmez altyapı ve bildirime dayalı API’ler bu yaklaşımın örnekleridir.

Bu teknikler esnek, yönetilebilir ve gözlemlenebilir gevşek bağlı sistemleri mümkün kılar. Güçlü otomasyonla birleştirildiğinde, mühendislerin minimum çabayla sık sık ve öngörülebilir şekilde yüksek etkili değişiklikler yapmasına olanak tanır.

CNCF nedir?

Cloud Native Computing Foundation (CNCF), açık kaynaklı, satıcıdan bağımsız projelerden oluşan bir ekosistemi teşvik ederek ve sürdürerek bu paradigmanın benimsenmesini teşvik etmeyi amaçlamakta ve bu yenilikleri herkes için erişilebilir kılmaktadır. 2015 yılında kurulan CNCF, Kubernetes de dahil olmak üzere kritik bulut temelli bileşenler geliştirme alanında açık kaynak topluluğunu desteklemektedir.

Cloud-native uygulamalar, bulut ortamında daha etkili bir şekilde çalışabilir, hızlı bir şekilde ölçeklenebilir ve yeniden yapılandırılabilir.

Mikroservis mimarisi, uygulamayı küçük bağımsız hizmetlere bölen bir yaklaşımdır. Bu hizmetler, bağımsız olarak geliştirilebilir, dağıtılabilir ve ölçeklendirilebilir.

Konteyner teknolojileri (örneğin Docker), uygulamaların ve hizmetlerin bağımsız birimlere paketlenmesini ve çalıştırılmasını sağlar. Bu, uygulamaların farklı ortamlarda tutarlı bir şekilde çalışmasını kolaylaştırır.

Sürekli teslim/deploy, yazılım geliştirme süreçlerini otomatikleştirir. Geliştiriciler, kodlarını sürekli olarak birleştirebilir, test edebilir ve otomatik olarak hedef ortama dağıtabilir.

Bu, geliştirme süreçlerini hızlandırır ve daha güvenilir bir dağıtım süreci sağlar.

Cloud-Native işletmelere nasıl avantaj sağlar?

İşletmeler, bulut temelli yazılım uygulamaları oluştururken rekabet açısından çeşitli avantajlar elde ederler.

Verimliliği artırma

Bulut temelli geliştirme, DevOps ve sürekli teslim (CD) gibi uygulamalar ile beraber gelir. Geliştiriciler, ölçeklenebilir uygulamaları hızla oluşturmak için otomatik araçlar, modern tasarım yöntemleri ve bulut hizmetlerini kullanır.

Maliyetleri azaltma

Maliyetli fiziksel altyapının tedarik ve bakımına yatırım yapmak zorunluluğu ortadan kalkar. Bu, operasyonel harcamalarda uzun vadeli tasarruflarla sonuçlanır. Bulut temelli çözümler oluşturmanın sunduğu maliyet tasarrufu da müşterilerinize avantaj sağlayabilir.

Erişilebilirlik sağlama

Bulut temelli teknoloji, şirketlerin esnek ve yüksek oranda erişilebilir uygulamalar oluşturmasına olanak tanır. Güncelleme anında kesinti yaşanmaması, yoğun dönemlerde uygulama kaynaklarının ölçeğini artırabilir olması olumlu bir müşteri deneyimi sağlamak açısından önemlidir.. 

Altyapı (Infrastructure) Nedir?

Altyapı, bilişim sistemlerinin temelini oluşturan donanım ve yazılım bileşenlerini ifade eder. Geleneksel olarak, bu altyapı genellikle yerel veri merkezlerinde bulunurdu.

Ancak, bulut bilişim ile birlikte, altyapı kaynakları sanal olarak sağlanabilir ve yönetilebilir hale gelmiştir.

Bulut altyapısı, genellikle sanal makineler, depolama, ağ hizmetleri ve veritabanları gibi çeşitli hizmetleri içerir. Bu hizmetler, kullanıcılara ihtiyaçlarına uygun olarak esnek bir şekilde tahsis edilebilir.

Ölçeklenebilirlik, kullanıcıların taleplerine göre kaynakları artırma veya azaltma yeteneği sağlar.

Bulut altyapısı, fiziksel donanımı yönetme ihtiyacını ortadan kaldırarak işletmelere maliyet avantajları sunar. Ayrıca, yüksek erişilebilirlik ve güvenilirlik gibi özellikleri sağlayarak iş sürekliliğini artırabilir.

Sonuç olarak: Cloud-native ve altyapı kavramları, bilişim dünyasında hızla değişen koşullara uyum sağlamak ve rekabet avantajı elde etmek isteyen organizasyonlar için kritik öneme sahiptir.

Günümüzde işletmeler her zamankinden daha fazla belirsizlik ve zorluklarla karşı karşıyadır. Müşteri kazanma, hizmet etme ve elde tutma yetenekleri, güvenli yazılım uygulamaları aracılığıyla hızlı ve sürekli olarak yeni yetenekler sunmaya bağlıdır.

Temel iş uygulamaları, daha akıllı, daha çevik ve rekabetçi bir işletme oluşturmak için her zamankinden daha kritik öneme sahiptir. Mevcut uygulamalarınızı bulutta yerel bir platformda modernleştirmek, uygulama tesliminizi hızlandırmanıza, teknoloji çevikliğinizi iş çevikliğiyle uyumlu hale getirmenize ve operasyonel verimliliği artırmanıza olanak tanır. Başka bir deyişle, güvendiğiniz araçları geride bırakmadan müşterilerinizin beklentilerine ayak uydurmanın bir yoludur.

Müşteri kazanma, hizmet etme ve elde tutma yeteneğiniz, yazılım uygulamaları aracılığıyla hızlı ve sürekli olarak yeni yetenekler sunmanıza bağlıdır.

Cloud-native yaklaşımı, esneklik, ölçeklenebilirlik ve hızlı geliştirme süreçleriyle öne çıkarken, bulut altyapısı da bu özellikleri destekleyerek işletmelere daha verimli ve maliyet etkin bir çözüm sunar.